Çeşitli sloganların atıldığı yürüyüş, merkez çarşıda  Cumhuriyet meydanında son bulurken, CHP İlçe Başkanı Ömer Başar burada bir basın açıklaması yaptı.

Ömer Başar yaptığı yazılı açıklamada;

Kıymetli fındık üreticileri, sevgili Akçakocalılar!..

Daha önceden kamuoyuna duyurduğumuz ve söz verdiğimiz üzere ”Fındıkta sömürüye son” yürüyüşümüzü bugün gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.

Karadeniz’in sarp yamaç dağlarında gece – gündüz demeden, yoğun yemekleriyle açma açarak, kök sökerek, fındıklığa dönüştüren, milli servet yaratıp yıllardır ülkemize döviz kazandırılmasına vesile olan, bu mirası bize bırakan dedelerimizi, ninelerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Bilindiği üzere ülkemizde 5 yüz bin üretici tarafından 705 bin hektar alanda, yıllık 600 – 700 bin ton aralığında fındık üretilmektedir. 4,5 – 5 milyon kişi geçimini fındıktan sağlamaktadır. Dünyadaki fındık alanlarının %5’ine sahip olan ülkemiz dünyada tüketilen fındığın da yüzde 70’ini karşılayarak Türkiye’ye 2 2,5 milyar dolar döviz girdisi sağlamaktadır.

Bu rakamlar her yıl rekolte tespit ve hasat zamanında basın yayın organlarında, fındıkla ilgili kurum ve kuruluşlar ve devletin ilgili kuruluşlarının raporlarıyla istikrarlı olarak paylaşılmaktadır. Ancak belirsiz ve istikrarsız olan sezon başında sağlıklı bir rekolte tespiti ve fiyat oluşmamıştır.

Anlaşılacağı üzere fındık bu ülkenin milli servetidir. Sorulması gereken soru da şudur. Hükümet fındığın neresindedir? kimin yanındadır? 4,5 – 5 milyon fındıktan geçinen insanın yanında mı? Fındık alıcısı uluslararası 5- 6 firmanın yanında. Yoksa dikerken bana mı sordunuz kardeşim? Ne haliniz varsa görün köşesinde midir?

Hükümet eden politikacıların, yetkililerin üreticiyi avutmaya çabalayan vaatlerine rağmen bugün artık mızrak çuvala sığmıyor. Zira, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifler Genel Müdürlüğü’nün Nisan 2018 tarihinde hazırlamış olduğu fındık raporunda denilmektedir ki, ”fındık ürününde ülkemizde bugüne kadar uygulanan fiyat, merkezi politikalar sonucu fındık alanları aşırı genişlemiş, üretim tüketim arasındaki fark giderek artmış, ülkemizde arz fazlası stoklar oluşmuş, kamuya olan yük yıldan yıla artmıştır. Bu uygulamaların kamuya getirdiği maliyet yeni politika arayışlarını zorunlu kılmıştır.

2009 yılı Bakanlar Kurulu kararıyla ortaya konulan yeni fındık stratejisinde ruhsatlı alanlarda üretim yapan fındık yetiştiricilerine alan bazlı gelir desteği yapılması kararlaştırılmıştır. Yani milli servet olan fındığın üretim, rekolte ve fiyat planlamasını yapması gereken hükümet, ”ben seçmen bizi hatırlasın diye yıllık cüzi miktar alan desteği veririm, seçim konjonktürüne göre de TMO’yu devreye sokar belirli bir miktar alım yaparım. Rekolte fazlaysa ben karışmam, fiyat serbest piyasada belirlenir. Fındığı dikerken bana mı sordunuz, ne haliniz varsa görün” demek istemektedir.

Bilindiği üzere fiyatlar rekoltedeki değişim ile bağlantılı olarak dalgalı bir seyir izleyebilmektedir. Dünya fındık fiyatlarının belirlenmesinde Türkiye’de oluşan iç piyasa fındık fiyatları etkin rol oynamaktadır. İhraç fiyatlarımızın yüksek olması durumunda en büyük rakiplerimiz olan İtalya ve İspanya destekler ve nakliye avantajlarını kullanarak daha düşük fiyatta satış yaparak stoklarını etmektedirler.

Devir stokları genelde Türkiye’de oluşmaktadır. Yani dünya tüketiminin yüzde 70’ini karşılayan Türkiye için fiyatların fazla yükselmesin yoksa fındık elimizde kalır diyor. İşte hükümetin fındık stratejisi ve vizyonu budur.

Gelelim bugüne… 2018 yılı fındık hasadı başlamıştır. Üretici hasat için bahçede ancak halen ortada ne fiyat, ne rekolte rakamları var. Rekolte ve fiyat her yıl üretici pazara fındığı indirmeden açıklanmalıdır. Aksi takdirde fındık fiyatı tekellerin istediği rakamdan oluşacaktır.

Fındıkta her sezon olduğu gibi bu sezon da bir belirsizlik vardır. Bu belirsizliğin bir an önce giderilerek üreticilerine söz ve vaatten öte somut adımlar atılmalıdır. Hala rekoltenin açıklanmaması spekülasyonlara yol açmaktadır. Kulaktan dolma, kaynağı belirsiz rekolte rakamları ile piyasa bulandırılmamalıdır.

O gün TMO’nun piyasada olmaya devam etmesi ve üreticinin hakkını koruyarak alım şartlarını ve fiyatını bir an önce belirlemelidir.

Seçim döneminde fındığın en az 15 lira olması gerektiğini açıklamıştık. Ancak bugün durum çok farklıdır. O gün 1 dolar 4, 5 TL civarındaydı. Bugünlerde ise 1 dolar 6,5 liranın üzerindedir. Yani bizim fındık fiyatlarını 15 TL olarak açıkladığımız günden bugüne Türk Lirası % 40 üzerinde değer kaybetmiştir.

Dolar kurundaki bu değişim dikkate alındığında fındık en az 21 TL olmalıdır. Akçakoca Cumhuriyet Meydanı’ndan hükümete sesleniyorum… Fındık pazara inmeye başlamıştır, hatta inmiştir.

Üreticinin gözü kulağı açıklayacağınız fındık fiyatında. Daha neyi bekliyorsunuz.

Ya bir yol yapın, ya bir yol açın, ya da yoldan çekilin! ifadesine yer verdi.